Montesquieu
En yaygın anlamıyla yasalar şeylerin doğasından gelen zorunlu ilişkilerdir.
O doğa yasalarıyla olumlu yasaları birbirinden ayırır. Olumlu yasaların insan usuna dayandığını söyler.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
İnsanlık Tarihi
Sömürünün tarihidir. Acımasızlıkların tarihidir. İnsanlık tarihi biraz da haksızlıkların tarihidir.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
Fransız Devrimi yalnız aydınlanma düşünürlerinin bir ürünüdür demek yanlış olur. Yalnız onların değil, birçok bilim adamının da bu devrimde payı vardır.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
Kesinlikle ..
Rousseau tarımsal üretimini yitiren bir toplumun gerçek anlamda özgürlüğünü koruyamayacağını düşünmektedir.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
Montesquieu 'ben yasaların bedenini değil ruhunu arıyorum ' diyor.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
Aydınlanma
Bireyin iyiden iyiye öne çıktığı bir toplumda tek kişinin toplumla ilişkisinin neler olması gerektiğini enine boyuna tartışmak gerekiyordu. Bireyler yükümlülüklerini yerine getirirken haklarını da elde etmeliydiler. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için bilincin gelişmesi ve insanın takıntılarından özellikle doğaüstü takıntılarından ya da bağnazlıklarından kurtulması gerekirdi.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
Aydınlanmacılık her şeyden önce bir eğitim inancıdır.
Bilim ve gelecek kitaplığıKitabı okudu
Popüler bilim, bilim etkinliğinin çok önemli bir parçasıdır. Bilim etkinliğini sadece bilimsel araştırmalarla ve bilim insanlarının kendi aralarında yaptıkları bilimsel tartışmalarla sınırlarsak, bilimi toplumdan koparmış ve besleneceği kaynakları da kurutmuş oluruz. Bilimsel bilginin ve bilimsel kuramların popülerleştirilerek, kademe kademe herkesin anlayabileceği bir dil ve üslupla aktarılabilmesi, özellikle Türkiye gibi köklü bir aydınlanma atılımının sancılarını çeken toplumlar için can alıcı bir önemdedir.
Bilimi, ilk aracını yontan ilk insanla (bilinmeyen bir yerde), ilk uygarlıkla (Sümer’de), ilk felsefeci düşünürlerle (Yunan’da), başlatanlar vardır. Kaynağını Anadolu toplumlarıyla Ege kıyılarında, İslam’la Arabistan’da gören yazarlar da çıkmaktadır. Bilimi, kâğıdın, pusulanın, barutun bulunduğu yerde (Çin’de), Aydınlanma akımı ile (Avrupa’da) olmak üzere çeşitli tarihlerde, çeşitli yerlerde arayıp bulanlar az değildir. Bu konuda “tarihsel gerçekliği” yansıtan bir sonuca varabilmek için, bilimsel düşünüşün ve bilimsel üretimin önkoşullarına göz atmak gerekir.